Kitapları okumak mı ? Sentezlemek mi ?
- Emre Yazıcı
- 4 Oca
- 3 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 7 Oca
Sentezlemek: Birden fazla parçayı bir araya getirerek yeni bir bütün oluşturmak.
Girişimcilik serüvenine başlayana kadar gerilim-polisiye romanlarını çok severdim ve hatta her bir kitaba özel fon müziği seçerek olay örgüsünü o müzikle eşleştirirdim. Ne zaman o müziği açsam olaylar zinciri gözümün önünden geçer, bundan da keyif alırdım.
Girişimcilik serüveni devam ederken eksik olduğumuz bir çok alan olduğunu kısa sürede fark ettim. Bunu hem tecrübe edinerek -ki her gün yenilerini ediniyoruz- ve yaşanmış tecrübeleri dinleyerek veya okuyarak yapabilirdim.
Bu noktada, benim gibi bir alanda okumaya heves etmek için doğru kitabı bulmak gerekir gibi takıntınız varsa, yani o ilk kitap o alana ait diğer kitapları okumanızı doğrudan etkiliyorsa derin bir araştırma yapmak gerekiyor :)
Bu noktada ilk kitap olarak Dan Olsen’ in Yalın Ürün El Kitabı harika bir seçim oldu.

Bu kitap, MVP sürecinden kullanıcı test türlerine, şirketin hangi doğru özelliği geliştirmesine karar vermesini sağlayan önem-memnuniyet grafiğinden MVP sonrası hamlelere kadar bir çok konuya el atıyor ve soru işaretlerini kafadan kaldırıyor.
Tabii ki böyle bir başlangıç yapınca ve bu alanı sevdiğimi de fark edince aşağıdaki kitapları da ardına ekledim.

Bu kitapların sadece okumak ve sonunda “hmm ne kadar ilginç demek” yerine irdelenmesi ve üzerine bolca düşünülmesi gerektiğini çok kısa süre anladım.
Herhangi bir sosyal mecradan tek bir sorunun cevabını alabilmek için ulaşmaya çalıştığımız bu insanlar, değerinin çok altında fiyatlara bizlerle tüm tecrübelerini paylaşıyorlar. Benim için bu kitapların, en azından bu alan için değerli olmasını sağlayan yegane sebep budur.
Şimdi gelelim sentezlemekten neyi kastediyorum ?
Okumakla sentez arasındaki fark nedir ?
Hemen söyleyeyim aradaki tek fark, üzerine düşünmektir.
Hepimiz biliyoruz ki, beyin sorun çözmekle gelişir. Yukarıda fotoğrafını koyduğum kitaplarda ki meşhur girişimcilerin karşılaştığı en az 200–300 sorunu rahatlıkla okurken fark edersiniz çünkü bizzat soruna odaklanıp nasıl çözüme kavuşturduklarını da anlatıyorlar. Hatalarından ne ders çıkardıklarını ve başka bir yol olabilir miydi onu bile kendilerince düşünüp tartışıyorlar.
Kitabı okuyup geçmek, bilginin kısa süreli hafızamızda tutulmasını sağlar ve dün gibi aklımızdadır çoğu bilgi ancak birkaç gün içerisinde bilgi git gide sönük kalmaya başlar. Hem bunu engellemek hem de girişim serüveninde yaşanabilecek onlarca probleme karşı beynimizi devamlı antrenmanlı tutmak için olayları sentezlemek çok faydalı.
Burada girişim dünyasında yeni olup, hiç bir bilgim olmadan nasıl düşüneyim diye düşünen olursa benimde öyle tecrübeli olduğum söylenemez ve bu daha avantajlı aslında. Ön yargılarımız olmuyor her yolu düşünebiliyoruz :) Bunun özellikle bizim gibi girişim dünyasında yeni olanlara nasıl bir avantaj sağladığına da birazdan değineceğim.
Sentez dediğim durum, kitabın yazarının yaşadığı bir problem veya durumu, iyi veya kötü olabilir,
Örneğin,
İşten çıkarma,
Halka arz,
Nakit sermaye problemleri,
Crush operasyonu denilen ezme operasyonu detayları ve olumlu olumsuz yönleri,
İşe alma ve yetenekleri belirleme,
Ailevi ilişkiler,
Şirket konumlandırması,
Stresin getirdiği yanlış ve doğru kararlar zinciri vb.
birçok olayın yazar tarafından nasıl ele alındığına bakmadan, ben böyle bir durumla karşı karşıya kalsam nasıl bir yol izlerdim diye dakikalarca belki de saatlerce üzerine düşünmeyi kastediyorum.
Bu bazen 10 sayfa okuyup, o 10 sayfada ki bir soruna 1–2 saat odaklanmak ve tüm olası çözüm ve aksiyon yollarını kendi açınızdan değerlendirmek anlamına gelebilir.
Bir örnek vermek gerekirse, Ben Horowitz ‘in Zor Şeyler Hakkında Her Şey kitabında, ürününün %80 gelirini sağlayan şirketin anlaşmayı iptal etmek istemesiyle başlayan sorunlar zincirinde öncelikle kendim bu durumda ne yapardım diye yaklaşık 1 saatin üzerinde düşünmüşlüğüm var.
Başka müşterilerin mi bağlanması gerekir ?
Bu müşteriler neden bizi tercih etsinler ?
Nasıl en kısa sürede bu müşterileri dahil edebilirim ?
Bu müşteriler geldiğinde % kaçlık bir dilimi doldurabilecekler ?
Peki müşterileri ikna edemezsek ne olacak ?
Problemi çözmek için nasıl zaman kazanabilirim ?
Bunun için hem yeni müşteri çekmeye çalışıp hem de %80 gelirimizi sağlayan şirket ile süreci uzatmaya mı yoksa ayrılma sebeplerini tetikleyen probleme mi odaklanmalıyım ?
Bu her iki görevi aynı anda yürüteceksek, kimleri bu işe görevlendirmeliyim ?
gibi bir çok soru kafamın içinde yankılandı dakikalarca. Peki Ben Horowitz bu sorunu nasıl çözmüş dersiniz ? Eminim hiçbirimizin aklına gelmeyecek ve yukarıdaki soruların bir tık ötesine geçen bir yöntemle çözüyor :) Bunuda, okuyacak olanlarınız olursa spoiler vermemek için yazmayayım.
Özet olarak,
Girişim içerisinde zaten bir çok tecrübeyi aynı anda defalarca deneyimliyoruz. Ekibe bir kişiyi dahil etmekten, hisse vermeye, sermaye kontrolünden, yazılım problemlerine kadar.
Kitaplar bu noktada hem beynimizi diri tutmaya hem de insanların iyi veya kötü tecrübelerinden fazlaca yararlanabilmemize olanak sağlıyor ve birazda meditasyon etkisi var denebilir :)
Herkese iyi sentezler dilerim :)






Yorumlar