Üniversitedeyken mutlaka bir girişimde çalışın!
- Emre Yazıcı
- 7 Oca
- 3 dakikada okunur

Sürekli iyi bir kurumsal firmada tecrübe kazanmak dile getirilir. Bunu anlayabiliyoruz ancak kurumsal firmaların keskin kalıpları olduğunu da biliyoruz.
Bu durumda hem biraz kurumsalı hem de girişim dünyasını gördükten sonra kesinlikle şunu söyleyebilirim ki, bir girişimde çalışmak sizi 5–10 kat ileriye atabilir. Bir de bunu üniversite yıllarında yapınca, tadından yenmez.
Üniversiteyi kazandığınızda kulüplere üye olun, sosyal çevrenizi genişletin gibi birçok tavsiye alırsınız. Bunları tabii ki yapın ama hayatınızı buna bağlamayın. Hangi eylemin, ne kadar verim getireceğini hesaplamak zorundasınız.
Akademik olarak ilerleyecek arkadaşlarım haricinde üniversiteye bakış açım, devletin bize kendimizi geliştirmemiz için verdiği serbest 5 yıldır. Bu süreyi en etkili şekilde değerlendirmekte sizin elinizde.
Öncelikle şu gerçeği kabul edelim ki, kulüplerde ki bağlantıların çoğu ilk başta işe yarar gibi gözükse de, sonrasında pekte içi dolu olmayan bir network ağı olur. Burada demek ki network oluştururken bile verimini kontrol etmemiz gerekiyor.
-Şimdi gelelim neden bir girişime dahil olmanın en verimli tercih olacağına..
Girişim dediğimiz yapının en temel tanımı, sorun çözen varlıktır. Ortada bir sorun ve bu soruna karşı geliştirilen bir ürün veya hizmet vardır.
Üniversite hayatınızda çokça sorunla boğuşacaksınız zaten ama hiçbiri bir girişimin karşılaştığı sorunlar olmayacak. Ve tamda tahmin ettiğiniz gibi bir girişimin karşılaştığı sorunlar, tüm iş dünyasının ana sorunlarıdır.
Bir girişimin hangi biriminde görev alırsanız alın, mutlaka daha fazlasını yapmanız gereken anlar bolca olacaktır. Bu durum, küçük bir ekibin olmanızdan kaynaklanır ancak fırsatta bana göre burada yatar.
Oppaze ile 3. Senemize gelirken ilk yılında üniversite 4. Sınıf öğrencisiydim. Bu süreçte öyle büyük problemlerle karşılaştık ki, banyoda oturup 30 dakika hiç konuşmadan durup sigara içtiğimi ve düşündüğüm anları bilirim.
Bir girişimin size verebileceği en büyük olanak, deneme tahtası dediğim durumdur. Girişimler yapısı gereği esnektir ve her fikre açtır. Her fikir kısa bir süzgeçten geçirilip mantıklı ise uygulanabilir ve defalarca çok tedirgin olmadan deneme yapabileceğiniz bir alan sunar size.
Bunu Oppaze’ dan örnek vererek ilerleteceğim.
Biz 5 kişilik bir ekibiz ve her kişinin görev alanı bellidir. Ama tasarım işlerimizi yapan arkadaşımızın kariyeri bambaşkadır normalde. Ancak ana kariyeri başka, Oppaze’ da yaptığı iş başka olduğu halde, Çinli ürünlere gözünü dikmiş ve operasyonuna el atmak istiyor.
Bunu bir kurumsalda yapabilir misiniz ?
Bu örnekle birlikte şuna da dikkat çekeyim. Girişimler sizi elinizden tutup yukarıya çekmez. Siz girişimin elinden tutup yukarıya çekmek için gereken donanımı belirleyip, önce kendinizi yetiştireceksiniz bu süreçte. Siz çıkarken girişimde yukarıya çıkar ve çıktıkça size farklı kapılar açar.
-Doğru girişimin tespitini nasıl yapacağız ?
Burada girişimden kasıt, gerçekten her şeyini bu işe adamış orta çaplı bir ekip içerisinde yer almaktan bahsediyorum. Yoksa 1–2 hafta deneme yapıp, ardından çekiliriz denilen bir oluşumdan veya zaten piyasada olan bir çözümü tekrar çözen girişimler değil.
Öncelikle karşımızdaki kurucuya bakcağız. Kurucunun önce kendine, sonrada fikrine güvenmesi gerekir. Güvenmek ve öngörmek içinde yeterli veriyi ve mantıksal çıkarımı yapmış olması gerekir. Kısacası kurucu size ilham vermeli. Hayal gücü yüksek olmalı. Projesinin bugününden çok geleceğini tasarlamalı. Bunu karşınızda 5 dakika sohbet edince bile anlayabilirsiniz.
İkinci kriterimiz aslında ekip ancak ekipte tek bir şeye bakmak bile yeterli. Ne bilgi seviyelerine, ne de başarılarına bakardım şahsen. Öğrenmeye aç ve sorun çözen olurken, sosyallikleri sizin anlayışınıza yakın olmalı.
Üçüncü bakacağımız şey projenin kendisidir. Neden ilk ikide değil derseniz de, projeyi proje yapan ekip ve kurucudur. Berbat bir proje mükemmel bir ekip ve kurucunun elinde harikalar yaratabilir de ondan.
Projenin büyüklüğü ne kadar fazlaysa, öğrenim dereceniz o kadar artar, çünkü sorunlar o kadar fazla olur.
Şöyle bir örnek vereyim.
Bir to do list app yapıyorsanız, sadece 1 geliştirici ile bile bu yapılır ve Google ile Apple’ ın yayınlanma sorunu dışında pek sorun yaşamazsın. Ancak bir pazaryeri projesi varsa (E-ticaret altyapısı alınıp 2 dakikada kurulan B2C altyapılardan bahsetmiyorum), kargo süreçleri, ödeme altyapıları, API’ ler, 3.parti uygulamalar vb. derken bir çok sorun çıkabilecek alan mevcuttur.
Bunlarında değerlendirmesini yaptıktan sonra bir girişimde part time görev alabilirsiniz ki bu hiç bir zaman part time olmayacaktır :)
Bu sebeplerle üniversiteye geri dönüpte bir girişime dahil olamam ancak geçirdiğim süreler ve tecrübeye bakarak, benden genç arkadaşlarıma bunun tavsiyesini rahatlıkla verebilirim.
Bu sadece sizin kişisel gelişiminizi en üst noktaya çekmekle kalmaz, bir girişim fikri de sunabilir size. Ayrıca gerçekten bir girişimci ruha sahip olup olmadığınızı da rahatlıkla keşfedebilirsiniz bu süreçte.
Comments